..

Fotoğraflar yükleniyor

3.000
İlan No 699
İlan Tarihi 1 Mayıs 2021
Durum Sıfır

ŞANS ARTIK SENİNLE

LUCK IS WITH YOU NOW

Şans artık seninle olsun istiyorsan 

If you want luck to be with you

 

AZİZE KATHARİNA LABOURE VE MUCİZE MADALYONU

Katharina Laboure, Fransa 'da Fain les Moutiers şehrinde 2 Mayıs 1806 yılında doğmuştur. İyi bir Katolik olan anne ve babası Katharina 'yı doğumunun ertesi günü Vaftiz ettirmişlerdir. Katharina' nın çocukluk yılları sakin ve mutlu geçmiştir. Çok sevdiği annesini 9 yaşında kaybeden Katharina çok üzülmüştür.

 

Annesinden Meryem Ana'ya çok derin bir sevgi beslemeyi öğrendiğinden Katharina kalbini "Göklerdeki Annesine" açmış ve ona sığınmıştır. Annesinin ölümünden sonra, Katharina ile teyzesi Huberta Laboure ilgilenmiş ve O'na annelik yapmaya çalışmıştır. Bu arada Katharina 'nın büyük ablası Marie Louise, Rahibe olarak Vinzenz Manastırına katılmıştır.

 

Bunun üzerine teyzesinin evinden, babasının yanına dönen Katharina, evde, ev işleri, çamaşır, bulaşık, gibi görevleri üstlenmiştir ve 700 - 800 tane beyaz güvercine yem vermektedir. Yem vermek için bahçeye çıktığında, beyaz güvercinler, hakiki bir taç gibi havada sıralanıyor, gösteri sergiliyorlardı. Katharina 'nın kız kardeşi Marie Louise bu manzarayı hiç unutamadı. Katharina, ev işlerinden vakit buldukça, evlerine çok yakın olan Kilise'ye gider, taş zemine diz çöker dualar ederdi. O'nu köyde herkes tanır ve severdi. Babası kızının bir an evvel bir genç ile evlenmesine taraftardı. Fakat Katharina ablası gibi, bir Manastıra Rahibe olarak girmek istiyordu. O aralar 22 yaşına girmiş idi ve küçük kız kardeşi büyümüş, ev işlerine bakacak duruma gelmişti. Artık Katharina, babası ile Manastıra girmek isteğini konuşmak istiyordu. Babası Laboure kararlı bir şekilde izin vermeyeceğini söyledi. Katharina sessiz ve sakin göklerden yardım beklemeye başladı, dualar etti. Baba Laboure, kızını Paris'e oğlu Karl 'ın yanına yollamaya karar verdi. Karl 'ın Paris'te bir Lokantası vardı. Baba Laboure, kızının kararını Paris'te değiştireceğini umuyordu. Katharina, babasının bu arzusunu yerine getirerek Paris'e gitti. Tanrı onu Paris'te de destekleyecekti, bunu biliyordu. Ağabeyi Karl 'ın yanında görevini en iyi şekilde yapmaya çalışan Katharina 'nın aklından Rahibe olmak çıkmıyordu. Bir sene geçmişti ve bir gün Katharina Paris'teki Vinzenz Manastırının Baş Rahibesi ile konuşma fırsatını buldu ve kalbini ona açtı. Teyzesi Huberta Laboure 'nin de yardım ve destekleriyle baba Laboure sonunda izin verdi. Katharina 1830 yılında Chatillon Sur Seine Manastırına katıldı ve altı ay sonrada ana binaya, Paris'e Rue du Bac Manastırına alındı. İlk günden itibaren çok sade ve alçak gönüllü bir hayat sürüyordu. Katharina 'nın kalbi berrak bir su gibiydi, en büyük arzusu, bu hayatta Meryem Ana'yı görmekti. Sabırlı ve suskun bu arzusunun yerine gelmesini bekliyordu.

 

Meryem Ana, Katharina 'ya, Rue du Bac Kilisesinde kendisini üç kez gösterdi. 18 Temmuz 1830 da, gece Katharina kendi koruyucu Meleği tarafından uyandırılarak Kilisenin içine götürüldü, Meryem Ana içeride bir koltuğa oturmuş Katharina ' yı beklemekteydi. Meryem Ana, Katharina ile iki saat sohbet etti. Katharina diyordu ki:

 

''Burada hayatımın en değerli dakikalarını yaşadım, hissettiklerimi kelimelerle anlatmam imkânsız''

 

Meryem Ana kendisini ikinci kez 27 Kasım 1830 da saat 18.00 de aynı yerde gösterdi. Meryem Ana yuvarlak bir kürenin üzerinde idi ve ayağıyla yılanın kafasına basıyordu. Meryem Ana, Katharina 'ya '' Bu küre tüm Dünya'yı temsil ediyor, özellikle Fransa'yı ve tek, tek her kişiyi'' Meryem Ana'nın görünümü birden bire değişti ve Meryem Ana kollarını aşağıya doğru uzatıp ellerini açtığında, parmaklarındaki yüzüklerin taşlarından ışıklar saçılıyordu.

 

''Bu ışıklar Lütuf sembolü, bana rica eden herkese vereceğim'' ve Meryem Ana'nın etrafını bu harfler sarmaya başladı. ''Ey Günahsız yaşamış Meryem, sana sığınan bizler için dua et'' Meryem Ana, Katharina 'ya '' Katharina beni gördüğün bu şekilde bir madalyon yaptır, taşıyan her kişi büyük Lütuflar alacak, güvenerek ve inanarak taşıyanlara daha büyük hediyeler verilecek'' dedi. Ve bir müddet sonrada madalyonun arka tarafının nasıl olacağı göründü. Katharina, Haça sarılmış bir "M" harfi gördü, altında İsa'nın ve Meryem'in kalpleri vardı.

 

Katharina bunları Rahip Aladel 'e bildirdi, Rahip büyük bir sabırla dinledikten sonra, Katharina 'yı caydırmak için çok çaba sarf etti. Aylar geçiyor, fakat Meryem Ana'nın isteği bir türlü yerine getirilmiyordu. Meryem Ana kendisini üçüncü kez gösterdiğinde Katharina 'ya '' Katharina gördüğün gibi Rahip Aladel sana inanmıyor, inanacağı gün gelecek ve isteğimi onaylayacak''dedi ve iki sene sonra, en sonunda, Paris Piskopos 'ununda izni ile madalyon yaptırıldı, dağıtıldığı günden itibaren iman edenler çoğaldı, birçok hasta mucizevî şekilde iyileşti. Baş Piskopos 1835 yılında, Kilise olarak, olayın gerçekliği hakkında bilgi toplamak için araştırma başlattı. Kilise kurulu, madalyonun yaptığı mucizeleri ve Meryem Ana'nın Katharina 'ya kendisini gösterdiğinin doğruluğunu onayladı. Rahip Aladel, her gün, Madalyonun yaptığı mucizeleri duyuyor, haberler alıyor ve kendide şahit oluyordu. Madalyonun baskısını yapan Parisli Firma Vechette, Mucize Madalyonundan ilk 10 sene içerisinde 18 milyon tane Bakır ve 2 milyon kadar Gümüş ve Altın bastıklarını belirtti. Rahibe Katharina Laboure, ölümüne kadar kimseye tanıtılmadı, ne dünyada, nede Manastırdaki Rahibeler tarafından kimse bilmedi, Madalyonun sırrı saklı kaldı. Katharina kendini tanıtmak, başkalarında hayranlık duydurmak istemedi ve kendi görevini büyük bir sessizlik ve alçak gönüllülük ile devam ettirdi. Katharina, Enghien Yaşlılar evinde, mutfakta bulaşık yıkadı, yerleri sildi, çamaşırları yıkadı, sebze bahçesinde çalıştı.

       

Katharina, 1876 yılında öleceğinden bahsediyor ve diyordu ki '' 1877 yılını göremeyeceğim'' ve 31 Aralık 1876 yılında saat akşam 7 de hiç bir acı çekmeden, yüzünde bir gülümseme ile Ruh'unu teslim etti.( bütün Meryem Ana çocuklarına nasip olduğu gibi) Katharina, 47 sene boyunca her gün dua ettiği Kilisenin bodrumuna gömüldü, 1907 yılında Katolik Kilisesi Azize'lik ünvanı için işlemleri başlattı. 1933 yılında Katharina 'nın mezarı açıldı, bedeni hala sağlamdı, 56 yıl nemli bir yerde gömülü olduğu halde çürümemişti, hatta gözlerinin maviliği bile duruyordu, üzerindeki elbiseler daha çürümemişti. Katharina Laboure, 27 Temmuz 1947 yılında Roma'da Azize olarak ilan edildi. Çürümemiş olan vücudu Paris Rue du Bac Kilisesinde bulunmaktadır.

 

BAZI MUCİZELER:

Bir subay anlatıyor : '' Kurtulmuş olmamı Mucize Madalyonuna borçluyum '' Dört kişi çok tehlikeli bir yerde bulunuyorduk. Kurşunların sesini sağımdan, solumdan duyabiliyordum. Birdenbire istem dışı ani bir hareketle, ön tarafa bir kaç adım attım. Bu ani hareketim benim kurtulmamı sağlamıştı. Yanımda bulunan üç kişi vurulmuş halde yerde yatıyorlardı . Ben mucizevi bir şekilde hayatta kalabilmiştim .
Viyana ,Avusturya Aralık , 1943

 

1945 senesinin Ocak ayı idi. Siren düdükleri çalıyordu. Biraz sonra ilk bombanın gürültüsü duyuldu. Düşman kuvvetleri, hava alanını bombalamak istiyorlardı. Panik içerisinde ki personel, yakınlarda bulunan bir ormana ve alan içerisindeki bodruma saklanmak için yoğun bir çaba içindeydiler. Genç bir adam ; hava alanından kaçmaya çalışırken, tekrar geri dönmekteydi. Çünkü ; kendisi için önemli bir şeyini unutmuştu. Elinde, annesinin gönderdiği bir mektup zarfı vardı. Zarfın içinde iki tane, Mucize Madalyonu bulunmaktaydı. Hava alanı çalışanlarından bir genç kız ; son kişi olarak, alanı terk etmek üzere dışarı çıkıyordu ki; genç adam, kızın eline madalyonlardan birini sıkıştırıvermişti. Bulundukları yerden, daha öteye kaçmaları mümkün değildi. Düşman kuvvetlerinin uçakları çok yaklaşmıştı. Kendilerini yere attıkları anda ; sağ ve sol taraflarından gelen patlama seslerini , gürültüleri ve bağrışmaları duydular. Her tarafın ; toz ve dumana büründüğünü gördüler. Adeta, yer yerinden oynuyordu. Birkaç dakika sonra, her şey sakinleşti, sessizliğe büründü. Patlayan bombaların yerini, inleyen insan sesleri almıştı. Yerlere düşen ağaçların dalları üzerinde cesetlerin parçaları vardı. Hava alanı tamamıyla yerle bir olmuştu . Peki ya o iki genç ? ...

 

Saçlarının kılına bile bir terk zarar gelmemişti. Yüzlerce insanın öldüğü alan içerisinde, ayağa kalktılar. Her şeye gücü yeten Tanrı onları korumuştu

 

Bayan L . P ; kendi tecrübelerinden bizzat görüp, yaşadığı ve ikna olduğu için Mucize Madalyonunu arkadaşlarına tanıtmak ve onlarında madalyonun mucizelerine inanmalarını sağlamak için çabalıyordu. Bayan L . P ' nin çok iyi tanıdığı yaşlı bir adam vardı. Bu adam ; kiliseye karşı idi. Tanrı ' sız yaşayanlarla sürekli aynı ortamlarda bulunuyordu. Bayan L . P ; adamın bu durumuna çok üzülüyordu. Ancak ; adamla konuşmak fayda etmiyordu. Bayan L . P ; fırsatını bulduğu bir anda, gizlice adamın ceketinin bir yerine, bir Mucize Madalyonu dikti ve her gün adam için sabırla dua etmeye devam etti.

 

Yüce Tanrı ; bir gün Kilise düşmanı olan bu adam içinde, merhametini gösterdi , adamın huzursuz ve karanlık olan kalbine dokundu. Adam ; saşkınlık içindeydi ve yüreği pişmanlıkla dolmuştu. Ancak ; bunun nereden geldiğini kendiside anlayamıyordu. Adımları, onu kiliseye götürüyordu. Bir anda kendini senelerdir girmediği kilisenin içinde buldu ve günah çıkarttı. Bir saat sonra ; çok mutlu ve hafiflemiş olarak dışarı çıktı. Bir mucize gerçekleşmişti. Dünyanın tanımadığı bir huzuru hissediyordu . Viyana, Avusturya 1943

 

Bayan L . P tekrar anlatıyor ; '' Tanıdığım yaşlı bir kadın vardı. Çocuklarına büyük zorluklar çıkarırdı. Umutsuzluk ve karanlıklar içerisinde, inançsız olarak yaşamını sürdürüyordu. Kendisine ; Mucize Madalyonunu vermek istediklerinde alay edip, gülmeye başlamış ve ret etmişti. Dışarıya çıkmak için kapıya doğru yöneldiğinde, merdivenin basamaklarında ayağı kayarak kötü bir şekilde yere düşmüştü. Ayağı kırılmıştı ve hastaneye götürdüler. Hastanede daha başka hastalıkları da ortaya çıktı. Kadın ; hastanede bulunduğu süre içerisinde, hayatını ve yanlışlarını düşünmek için çok vakit buldu. Bir gün ; daha önce kabul etmediği, madalyonu aldı ve boynuna taktı. Yaşlı kadın bir daha eski sağlığına kavuşamadı. Fakat ; ruhen huzura kavuştu. Acısız, huzur içinde ruhunu teslim ettiğinde avucunda Mucize Madalyonu var idi.

 

Rahip Antonio ; 1947 yıllarında, Brezilya ' da yaşayan ve görevine de burada devam eden, basit bir din görevlisi idi. Madalyonun yaptığı mucizeleri kendi tecrübelerinden biliyordu. Katharina Louboure ' nın Roma ' da Azize olarak ilan edilmesinden sonra , madalyona olan inancı daha da artmıştı.

 

Böylelikle daha çok hasta ve daha çok umut bekleyen kişiler Manastıra geliyordu . Gene bir gün, Rahip Antonio ; Kilisede toplanan, şifa bekleyen halkın ortasında duasını yaptı. Sonra üç kere '' Selam Sana Allahın sevgili kulu Meryem ''... duasını yaptı arkasından da '' Ey günahsız yaşamış Meryem , Sana sığınan bizler için dua et '' diyerek Madalyonları taktis etti ve dağıttı. Kişilerin getirdikleri suları taktis etti. Herkes madalyonlarını suyun içine atıp içtiler, daha sonra Rahip Antonio dualarına devam etti. Hastalar için yapılan özel dua yapıldı. Arkadan bir ses ; '' Görüyorum , görüyorum '' , bir başkası koltuk değneklerini attı ve '' Yürüyorum '' diye bağırıyordu . Dilsiz ve sağır bir çocuk ilk defa ; '' Anne '' diye konuştu. Halk sevinçten ağlıyor , Tanrı 'ya övgüler yağdırıyordu. '' Sağol Meryem Ana '' diye bağırıyorlardı . Brezilya ' da ; Rahip Antonio ' nun duaları ve çabaları sayesinde binlerce insan sağlığına kavuştu. Mucize Madalyonu sayesinde kim bilir kaç bin kişi daha bu şansa sahip olacak ? ...

 

SAINT KATHARINA LABOURE AND HER MIRACLE MADALLION

Katharina Laboure was born in Fain les Moutiers city of France on May 2nd 1806. Her parents, who were good Catholics, had her baptized the day after she was born. Her childhood was quite peaceful and happy. Kathatina became very upset when she lost her mother at the age of nine.

 

Because Katharina learned to have a deep affection for Mother Mary, she opened her heart to “her mother who was in the skies” and she took shelter in her. After her mother’s death, it was her aunt Huberta Laboure who took care of her and tried to be a mother to her. In the mean time, Katharina’s elder sister Marie Louise joined Vinzenz monastery as a nun.

 

After this, Katharina left her aunt’s house and returned to her father’s house and started to do housework like washing clothes, dishes and cleaning. At the same time she used to feed around 700-800 white pigeons. Whenever she went out to the garden to feed them, the pigeons lined up in the air to form a huge crown and kind of performed a show. Katharina’s sister never forgot this scene. Whenever she had spare time, Katharina used to go to the nearby church, sit by the stone floor and pray for hours. Everyone in the village used to know about her and used to love her. Her father always wanted her to get married. However, she wanted to become a nun just like her sister. She was 22 years old then and her sister was already grown up to take care of housework. It was time Katharine told her father about her decision to become a nun. Her father Laboure said no to her in a very determined manner. Katharina started to wait for help from the silent and calm skies and prayed. Her father Laboure decided to send her to his son Karl’s house to Paris. Karl had a restaurant in Paris. Laboure thought that her daughter would change her mind in Paris. Katharine accepted his father’s offer and went to Paris. God was to support her in Paris as well, she knew it. Katharina started to fulfill her duty in the best way near Karl but she just couldn’t get rid of the idea of becoming a nun. It had been one year since she had come to Paris and one day she had a chance to talk to the Head of the nun at the Vinzenz Monastery and opened her heart to her. After her aunt Huberta’s support, her father finally gave her permission. Katharina joined Chatillon Sur Seine Monastery in 1830 and after six months she was taken to the main building, the Rue du Bac Monastery. Starting from the first day, she lived a very calm and humble life. Her heart was like lucid water and her greatest desire was to see Mother Mary. She was silent and patient, waiting to see her dream come true.

 

Mother Mary displayed herself to Katharina at Rue du Bac Church three times. On July 18th 1830, Katharina was woken up by her guardian Angel and taken to inside of the church. Mother Mary was sitting there on a couch, waiting for Katharina. Mother Mary talked to her for two hours. Katharina said to her:

 

''I lived the most precious moments of my life here, there are no words to tell how I felt here”

   

Mother Mary displayed herself on November 27th 1830 at 18:00 at the same place. She was on top of a globe, with one foot pressing on the head of a snake. She told Katharina, “This globe represents the whole world, particularly France and one by one every person”. Mother Mary’s appearance changed suddenly, she released her arms and opened her hands and suddenly the stones of her rings glazed.

   

''These lights are the symbol of grace, I will give to everyone who wants it” and Mother Mary got surrounded by these letters. “You sinless Mary, pray for us who took refuge in you.” Mother Mary said to Katharina, “Have a medallion made in this shape in which I displayed myself and whoever carries it would gain grace and larger gifts will be given to those who carry it with good faith”. After a time, the appearance of the back side of the medallion occurred. Katharina saw a letter “M” wound around a cross, and below them were the hearts of Jesus and Mother Mary.

 

Katharina told to Father Aladel about it, and after listening to her in patience, he tried hard to make her change her mind. Months were passing by but Mother Mary’s wish was just not being realized. When Mother Mary showed herself for the third time, she said to her “Katharina as you see Father Aladel does not believe you, the day will come and he will believe in you and he will approve my wish”, and after two years and after getting the approval of Paris’s Bishop, the medallion was made, and starting with the day it was distributed, the number of believers increased rapidly and many sick people got healed in miraculous way. The Bishop started an investigation to collect information about the truthness of this event in 1835. Finally, the Church’s Board confirmed the miracles of the medallion and the fact that Mother Mary displayed herself to Katharina. Everyday, Father Aladel, heard about the miracles of the medallion and even he himself witnessed them. Vechette-the company in Paris, which made the printing of the medallion, stated that they printed 18 million copper and 2 million golden and silver medallions in 10 years. Sister Katharina Laboure was not introduced to anyone until she died, neither the nuns at the monastery nor anyone else in the world knew her, and the secret of the medallion was kept. Katharina did not want to advertise herself or have others admire her and continued to pursue her mission in a secret and humble fashion. Katharina worked at the Enghien House for the Elderly and washed the dishes, cleaned the floors, washed their clothes and worked in the vegetable garden.

 

In 1876, she started to talk about her death and said, “I won’t be able to see year 1877 “and on December 31st 1876 at 7 p.m. and died without any pain and with a peaceful smile on her face (just like all children of Mother Mary did). She was buried in the basement of the Church where she prayed for 47 years. In 1907, Catholic church started the relevant procedures to give her the title of Saint. In 1933, Katharina’s grave was opened and her body was still intact, even tough she was buried in a humid environment, her body was not rotten at all and even her eyes were the same blue and even her clothes were not rotten either.  On July 27th 1947, Katharina Laboure was announced as a Saint. Her unrotten body is still at the Rue du Bac church in Paris.

 

SOME MIRACLES:

An army officer’s story: '' I owe my life to this miracle medallion” We were four people at a very dangerous place. I could hear the bullets passing on my both sides. Suddenly and unwillingly, I moved a few steps forwards. This move saved my life. The other three were shot and lying on the ground. I was able to survive as a miracle.

Vienna ,Austria, December, 1943.

 

 

 

It was January 1945. The sirens were ringing. In a few minutes the sound of the first bombs came. The enemy forces wanted to bombard the airport. The personnel were in panic and were trying to hide inside the nearby forest and basement. A young man, who was trying to run away via the airport, was coming back. Because he had forgotten something important for him. He was holding an envelope sent by his mother. There were two miracle medallions inside the envelopes. A young girl, one of the airport personnel, was trying to go out as the last person when this young man put one of the medallions in her hand. It was not possible for them to move any further. Enemy planes were very close. The moment they threw themselves on the ground, they started to hear the bomb sounds and people crying and yelling. It was dust and smoke all over the place. A few minutes later, the place was calm and silent. They heard people moaning instead of the bomb sounds. There were pieces of corpse on the branches of trees that fell on the ground. The airport was totally destructed. What about that young man?

       

Well, he didn’t even have a bleeding nose. Among those corpses, they stood up. God, the mightiest of all, had protected them.

   

Miss L. P; was trying to tell to her friends about the miracles of the medallion and make them believe it. She had lived those miracles directly. There was this old men she knew very well. He was against church. He spent his time with atheists. Miss LP was very sorry about him but it was no use talking to him. One day, Miss L.P. had a chance to sew that medallion into his pocket secretly and started to pray for that man.

         

And God showed his mercy for this atheist man as well and touched his restless and dark heart. The man was surprised and he was full of regret. But even he himself couldn’t understand where it came from. His steps took him to the church and suddenly he found himself inside the church which he had not come to for years and he made confession. After an hour, he got out relieved of his burden and very happy. A miracle had happened. He was feeling an inner peace that the world has never known. Vienna, Austria 1943

 

 

Miss L. P tells us again; ''There was this old lady I knew. She caused so much trouble for her children. She was living in darkness with no faith. When they tried to give her the miracle medallion she had mocked at them and refused it. When she moved towards the door to get out, she slipped down the stairs and fell badly. She broke her leg and was hospitalized. Doctors discovered some other conditions she also had. During her time at the hospital, she had a chance to think about her life and her mistakes. One day she took the medallion she refused before and put it on. She could never recover but, her soul found peace. When she died painlessly and in peace, she was holding the miracle medallion in her hand.

     

Father Antonio; It was 1947 and he was an ordinary church officer living in Brazil. He knew about the miracles of the medallion from his own experience. After Katharina Louboure was announced as a Saint in Rome, his faith in the medallion had increased further.

   

There were many patients visiting Father Antonio. Among them were the paralyzed, blind, def etc...Father Antonio used to pray for them and give a medallion to each of them as gift. He used to put the medallions in a glass of water and they used to drink it, and after this, different miracles used to occur everyday and people used to tell about them to each other. As a result, more and more people used to come to the monastery. Again one day, Father Antonio made his prayer in the middle of the public waiting for healing. “Greetings to you God’s beloved daughter Mary” and he continued “you sinless Mary, pray for us for we took refuge in you”. Then he distributed the medallions. Everyone put their medallions in the water and drank it and Father Antonio continued his prayer. He said that special prayer for the sick. Then from the crowd, a sound was heard, “I can see, I can see”, and then another “I can walk”. A speechless and def child said “mother” for the first time. People were crying out of joy and were praising God. They shouted “Thank you Mother Mary”. In Brazil, thousands of people recovered as a result of the prayers of Father Antonio. Who knows how many more would recover thanks to the miracle medallion?

 

ÖNSÖZ

 

Bu kolye sadece iyiliğe hizmet eder. İnsanların Allah’ı hatırlayabilmesi ve kalplerine iyilik tohumları ekip pozitif düşünebilmeleri için kendilerine hediye edilmiş bu kolyeyi aracı değil, hatırlatıcı olarak yanlarında taşımalarını ister.

 

İnsanoğlu hep bir tılsım ve kendine şans getiren bir emanet arar.Ama aslında insana şans getiren en büyük tılsım kendi kalplerinin içinde saklıdır.

 

Ne mutlu içindeki bu iyiliği görüp kendini güzel düşüncelerle yönlendirene,ne mutlu Allah’tan başka kimseden dilemeyene.

PREFACE

 

This bracelet only serves goodness. This bracelet is bestowed to humans to  remind them of God and to think positively and it wants people to carry it not as a mediator but as a reminder.

 

Humans always look for a spell or a gift that brings luck to them. But the greatest spell is hidden inside the hearts of people.

   

How good it is for those who see the goodness inside and guide themselves towards positive thoughts and those who do not pray for help to anything other than God.

 
 


 
 
 

 

 

 

 

 
Benzer ilan bulunamadı
Yorumlar
2626 kez görüntülendi.

Limtur Emlak

Kayıt tarihi:
1 Mayıs 2021, 13:28

LİMTUR EMLAK

Üyelik tarihi: 1 Mayıs 2021

Mağazanın tüm ilanlarını görüntüle
Cep532 295 79 07
WhatsApp532 295 79 07
İlan sahibi: LİMTUR EMLAK (Limtur Emlak)
Ara WhatsApp

Güvenlik İpuçları

Tanımadığınız kişilere kesinlikle para göndermeyin.

TC kimlik numarası ve cep telefonu numaraları aracılığıyla yapılması talep edilen para transferlerini gerçekleştirmeyin.